Doğan ERŞAHİN’in bir tetikçi olduğunu, ilk icraatının bir vatandaşın kafasını kesip kahvede masanın üzerine koymak olduğunu, Kocaelinden firar ettikten sonra da Yüzbaşı elbisesi ile Malatya’ya gelerek Battalgazi’de evi olan Tekin COŞKUN ile görüştüğünü, (Tekin’i polisin çok iyi tanıdığını, çek senet mafyası ile uğraştığını, Alaattin ÇAKICI’nın da arkadaşı olduğunu, kendisinin bu adamla tanıştığını, evine gittiğini) Battalgazi’de bir vatandaşı evinden çıkardığını ve bahçede öldürdüğünü, olayın polis bölgesinde olduğunu, (öldürülen adamın akrabası olan Aydın ÖZTÜRK adındaki vatandaşla kendisinin görüştüğünü, hala da görüştüğünü), daha sonra Doğan ERŞAHİN’in muhtar olan kardeşinin misilleme olarak öldürüldüğünü, bu dosyanın da adliyede faili mechul olarak kaldığını, kendilerinin failini bildiğini, polisten bazılarının da bildiğini, ancak kanıtlamak istemiyeceklerini, çünkü onların da zarar göreceğini, bu cinayetin bir uyuşturucu hesaplaşması nedeniyle işlendiğini, Doğan ERŞAHİN olayıyla 6 ay uğraştığını, daha sonra yakalandığını, ancak yine firar ettiğini, bu kişinin toplam üç defa firar ettiğini, bir sefer de İstanbul’dan firar ettiğini, bu Doğan ERŞAHİN’in zabıta ile genel birlikteliğinden ziyade ferdi bir menfaat paylaşımının sözkonusu olduğunu,
Tape No:9107, 01.11.2008 günü B. Z. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Y. KÜÇÜK'ün "Balat'a uğrayacam sonra televizyona programa gidicem o kitapları vermek istiyorum çünkü yarın da biliyorsun panele katılacam" dediği, B. Z.'nin "Evet" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Yoldaş gelecek bana Balat a" , "Sende gelirsin" , "Nedir yarınki panelle ilgili herhangi bir beklenti var mı" dediği, B. Z.'nin "Yani epey duyurusu yapmışlar" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Yapmışlar yapmışlar" dediği, B. Z.'nin "Evet evet olacak herhalde" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Daha sonra İstanbul Üniversitesinden hocalar bana ALEMDAROGLUyla nasıl yan yana gelirsin diye sitem ettiler" dediği, B. Z.'nin "...yani" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Hayır efendim benim bilgim yoktu bende ayrıca Kemal bey benim yanıma geliyor ben herkesi desteklerim bu sırada kimseyle bir sorunum yok benim peki o zaman Balat ta buluşacaz" dediği, B. Z.'nin "Tamam birden sonra tamam" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "İşte Yoldaşla konuştum benimle bağlantı kurar seni ordanda alıp televizyona götürecekler peki görüşmek üzere " dediği, B. Z.'nin "Oldu hocam" dediği,
Dokümanın (1) den (3) e kadar numaralandırılmış sayfalarında "Sevgili Hocam" ibaresi ile başlayıp, "Neylan" ibaresi ile biten mektup tarzında yazılmış ve 28 Şubat 2000 tarihli bilgisayar çıktısı dokümanın; Neylan isimli şahıs tarafından Yalçın KÜÇÜK'e hitaben yazıldığı anlaşılan mektup olduğu, Neylan'ın yaptığı işler hakkında bilgiler verdiği, (2) ile numaralandırılmış sayfada, Doğu Bey'e yazdığı mektubu ulaştırdığını ve Doğu'nun "Hiç merak etmesin, istediği şeyi yapmaya çalışacağım, ama Onun Adına Hiçbir Tehlike Yok. Bu savaşın açıktan yapılıyor olması tehlikeyi azaltıyor. Bizim birlik görüşümüz bir konsept olarak kabul edildi. Demir el "gönüllü birlik" sözleriyle bu konsepti uygulamaya koyuyor neredeyse. Yakında bunun kampanyası başlatılacak. Diyarbakır Operasyonu ise kuvvetlerin isteği doğrultusunda yapıldı, onlara "çözüm Avrupa'da değil bizdedir" mesajını iletme amacını güdüyor... Elli yıllık denge sallanıyor saptamınız çok doğru... Türk ordusu Çin ve Rusyayı müttefik olarak sayıyor. Hizbullah operasyonu 'nda bile Putin etkisi var, bu operasyon ABD dengeleri bozdu çünkü. Mit çözümlemelerinde ise Atasagun bu açıklamaları M. Eymür zorlamasıyla yaptı, daha çok Eymür 'e yüklenmek gerek" dediğini,
Terör örgütü PKK nın yayın organı olarak bilinen MED TV'nin 06.03.1997 tarihli "yeni tarihe doğru" programında; muhtemelen Suriye'de bulunan PKK terör örgütü kamplarında çekilmiş bir görüntünün yayınlandığı, bu görüntülerde; PKK terör örgütü elebaşı Abdullah ÖCALAN ve şüpheli Yalçın KÜÇÜK' ün aynı masada oturduğu, çevrelerinde PKK terör örgütünün üst düzey yöneticileri oldukları değerlendirilen kalabalık bir gurubun olduğu, kendisinin ve Abdullah ÖCALAN'm bu gruba ders verdiği tespit edilmiştir. Bu görüntülerde kendisinin devlet olmaktan bahsederek "eğer asker alamıyorsa, vergi alamıyorsa devlet değildir. Burada size bir teorik bilgi; eğer bir yerden siz bir otorite olarak asker alıyorsanız, vergi alıyorsanız, orada devlet sizsiniz. ... Oraları kontrol ediyorsanız, oranın ekonomik, size yetecek kadar alabiliyorsanız ve asker de alabiliyorsanız orası artık sizin olmuştur. BU SlYASÎ TEORİDİR. " dediği tespit edilmiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere şüpheli Yalçın KÜÇÜK'ün PKK Terör Örgütünün devamını sağlamak ve etkinliğini artırması için fikir verdiği ve ağzından çıkan her sözün başta PKK Terör Örgütü Elebaşı Abdullah ÖCALAN olmak üzere bütün örgüt üyelerince tartışmasız kabul edildiği bahsi geçen görüntüler ve yukarıda belirtilen diğer dokümanlardan da anlaşılmaktadır.
Here's more information in regards to Escort diyarbakır visit our web page.
bellebussey45
32 Blog posts